Bahailerin Davranışının İnsanlık Dünyasının Birliğinin Öğretisiyle İkiliği
Yalan en çok nereye zarar verir diye düşünüyorsanız şimdi anlatayım. Kültürel ve dini konularda yalan söylemek her şeyden beter… Bu durumlarda yalan söylemek bir neslin geleceğini yok edebilir, hatta kültürel soykırıma yol açabilir. Sahte tarikat ve ritüeller kültürel ve dini yalanların en güzel örnekleridir. Son 200 yılda Bahai’lik tüm bu sahte mezheplerin, ritüellerin ve düşüncelerin öncülüğünü üstlendi.
Bir örgütsel organizasyon olarak Bahailiğin toplumdaki insanlara tuhaf bir yalan söylediğini bilmek sizin için ilginç olabilir.
Hiç bir Bahai ile tanışıp tanışmadığınızı bilmiyorum. Onlar başkalarına ulaştıklarında her zaman hoşlukları ve güzel sözleriyle sizi etkilemeye çalışırlar. Ama Bahailik tarihini biraz araştırırsanız sizi şaşırtacak bir şiddet göreceksiniz. Örneğin Bahai liderleri arasında çok sayıda kavga, küfür bulacaksınız. Bahai olmayanlarla istediğiniz kadar savaş, kavga, yaramazlık yapılıyor, Ancak aklımı her zaman meşgul eden soru şudur: “Bahai teşkilatı, üyelerini yalan söyleyerek ne kadar elinde tutacak?”
Bahailerin en ünlü öğretilerinden biri, yalnızca önemli bir öğreti olarak değil, aynı zamanda Bahai inancının ana ekseni, kökü ve temeli olarak tanıtılan insanlik dünyasının birliği öğretisidir. Bahai liderleri yazılarında bu öğretiden bahsetmişler ve onu Bahai öğretilerinin ana ekseni olarak adlandırmışlardır. Başlıca liderlerin dışında, Bahai misyonerleri de propaganda kitapçıklarında bu öğretiyi bir Bahai şaheseri olarak dile getirirler.
Bahaullah sözlerinden birinde şöyle demiştir: “Din, sevginin nedeni olmalıdır.” Din düşmanlığa sebep olursa sonuç olmaz. Dinsizlik daha iyidir çünkü insanlar arasında düşmanlık ve nefrete sebep olur. Düşmanlığa sebep olan her şey Allah katında mekruhtur, sevgi ve sevgiye sebep olan her şey ise kabul edilir ve övülür. Eğer din kavgaya, vahşete sebep oluyorsa o din değildir, dinsizlik bundan daha iyidir. Çünkü din şifa gibidir, eğer şifa hastalığa sebep oluyorsa elbette hiçbir tedavi daha iyi değildir. Dolayısıyla savaşın ve çatışmanın sebebi din ise elbette dinsuzlik daha iyidir” (Işrak Haveri, Payam Malkut)
Bahai kitaplarında ve kaynaklarında çirkin sözler kullanılıyor mu ?
Bahailer, makalelerinde uygunsuz sözler kullanmadıklarını ve bunun kendilerine karşı bir iftira olduğunu iddia etmişlerdir. Mesela bu suçlamayı reddederken şunu söylediler; Bahaullah, kardeşi, Yahya Ezel’e hiçbir zaman eşek ya da zina yapan unvanını vermedi.
Bahai kitaplarına bakarsak şunu buluruz: Bahaullah, kardeşi Mirza Yahya Subh-i’ Ezel’i eşek diyerek onu çağırdı:
De ki: Ey Hemir(Eşek) hakk’in söylediği gerçektir ve bu, müşriklerin sözleriyle geçersiz kılınmamalıdır” (Bahaullah, Bedi’, s. 174)
Ve yine aynı kitapta Ezel’in şahsı hakkında şöyle yazıyor: ” Nefsani şehvette öyle bir yere ulaştı ki
Tanrı Hareminden ( Bab’ın karısı) geçemedi ve o Haremin mülkiyetini aldı.” (a.g.e., s. 295)
Ayrıca diğer Bahai liderlerden gelen şu cümle ve ifadeler; Abdülbaha, haddi aşanları (kardeşi Muhammed Ali Efendi’nin takipçilerini) anlatırken alıntılanmıştır.
“Allah’ım, Allah’ım, vahşi ve yırtıcı hayvanların, vahşi kurtların pençesine düşmüş, zarar görmüş mazlum kulunu görüyorsun” (Abdu’l-Bahá, Alwah Wasaya, s. 9)
Bahai inancında temel fikir şefkat, sevgi ve çatışmalardan kaçınmak mıdır?
Kamu barışı sloganı Bahai eserlerinde çokça görülmekte ve çeşitli mevkilerde tartışılmaktadır ve bu slogan onların reklam yapmak ve insanları çekmek için kullandıkları şeylerden biridir. Abdülbaha şöyle diyor: “Tüm Peygamberlerin attığı temel, Bahaullah’ın temelidir ve bu temel, insanlık dünyasının birliğidir.Bu temel genel sevgidir ve bu temel milletler arasındaki genel barıştır…” (Abdülbaha, Hitaplar, Cilt 2, s. 286)
Ancak konuşmadaki çelişkiyi bulmak için bu ifadeye dikkat edin. Bahaullah şöyle der: “Düşmanlarıma ateş alevi gibi ol, dostlarıma ise hayat kurtarıcı ol” (Bahaullah, Hazreti Mehboob’un Duası, Loh Ahmed) Ayrıca Bahaullah, şöyle diyor: “Ey Allah’ın dostları, Allah’a ve O’nun ayetlerine inananlar için bir nimet, Allah’ı inkar edip müşriklerden olanlara ise kesin bir azap olun.” (Bahaullah, Mübarek Levihler Koleksiyonu, s. 216
Konuşmanın dışında, Bahailerin pratik hayatında görülenler, genel barışa ve savaş yasağına aykırıdır. Mesela: Babilerin savaşı ve kavgaları, Bahaullah’ın kardeşi, Sübh-i Ezel’le ve dolayısıyla Bahailerin Ezelilerle savaşı ve kavgası, Abdülbaha’nın kardeşi Muhammed Ali Efendi ile olan düşmanlığı, Şevki’nin birçok akrabasıyla çatışması vb..
Bahailik’te var olan bir diğer konu ise; Terd olmak ve ya kovulmak konusudur
Şevki Efendi, Toqiyat Mübareke, s. 94 ve 95) şöyle yazıyor:
İhmal ve bilgisizlik nedeniyle idari teşkilatlardan ayrılan, yani reddedilen arkadaşlara gelince, onların açık Mehfil toplantılara davet edilip edilmemesi gerektiğini sordunuz?Dediler ki: “Onları davet etmek caiz değildir; cemaatten ayrılanlara selam vermek caiz midir, değil midir? “Ruhani ayrılık ise konuşmak kesinlikle caiz değildir” dediler
Bu nedenle, yakınları ve aile üyeleri olsa bile, Ruhani reddedilen Bahailerle hiç kimsenin konuşma hakkı yoktur. Bahailik’te iki tür reddedilme ve terd olmak vardır: idari reddedilme ve Ruhani reddedilme Eğer bir Bahai bir hata yaparsa ve Bahai toplumunun talimatlarını takip etmezse veya konu ve kitaplara ilişkin bir konuşma, tartışma veya itirazda bulunursa, ilk önce ona idari olarak reddedildiği (Terd) bilgisini vereceklerdir. Şimdi aynı kişi eylemlerine devam ederse ve durumu düzeltmezse Bahai toplumu tarafından Ruhani Terd olacaktır Ruhani Terd ve red olan kişi genellikle Bahai toplumundan ihraç edilir ve hiçbir Bahai’nin onunla konuşmasına izin verilmez. Annesi, babası ve eşinin bile onu ziyaret etme hakkı yoktur.Birisi Terd olmuş bir kişiyle iletişime geçerse o da reddedilecektir. Bayan Ruhiyye Maxwell Şevki’nin karısı,şöyle yazıyor: “Husein Afnan, Bahaullah’ın torunu, yani Abdülbaha’nın yeğeniydi ve kendisinin de Ahit’i bozmakla suçlanması çok geçmeden, üç erkek kardeşi Bahaullah’ın üç torunuyla evlendi ve bunlardan ikisi Bahaullah’ın iki kız kardeşiydi ve hepsi Terd oldular. Öyle bir noktaya geldi ki, yavaş yavaş Hazreti Veli Amrullah(Şevki)’nin bütün akrabaları ve yakın dostları, Sevkinin lütfundan mahrum kaldılar .”
(Maxwell’in Ruhu, Gohar Yekta, s. 11)
Özet : Bahai kaynaklarında ve kitaplarında, Bahai liderlerinin insanları, özellikle de Bahai olmayanları küçük düşürmek için çirkin ve hoş olmayan sözler kullandıklarını gösteren belgeler bulunmaktadır.