Fransa Bahai Mahfiline soru mektubu:
Benim buradaki muhatabım Fransa Bahai Milli Mahfilinin üyesi olan Seyit Ruhani’dir. Seyit Ruhani Bey bir taraftan Bahailer için diyor ki: Hepimiz bir ağacın meyveleri ve bir dalın yapraklarıyız. Ayrıca insanlık âleminin birliğinden de bahsediyorsunuz. Diğer taraftan 100 yıl önce Abdulbaha Fransa’ya gitti ve orada miting yaptı. Orada şöyle bir açıklama da bulundu: Bütün dünyadaki insanlar ya Bahai’dir ya da Bahai değildir. Eğer onlar gayri Bahai ise hepsi hayvan sayılır. Sonra bu tip hayvanları ikiye böldüler: 1) Vahşi hayvanlar 2) Kültürlü hayvanlar.
Sayın Abdul Baha iltifat ederek Avrupalıları ve onların içinde başta Fransızları kültürlü hayvanlar olarak beyan etti. Acaba bu karşıtlığı çözmek ve yorumlamak nasıl mümkündür? Aziz seyirciler gördüğünüz gibi Bedayi ul Asar Kitapların yazarı ünlü Bahai tebliğcisi Zergamidir. Bunu görüyorsunuz.
Bu kitapta Abdul Baha şöyle diyor: Gerçekten bu cemaat (Fransızlar) ile Afrika ortasında yaşayan cemaat arasındaki fark: Bunlar (Fransızlar) kültürlü hayvanlardır, Afrika’dakiler ise vahşi hayvanlardır. Bunların hepsi Ruhul-Kudüs ‘ün feyzinden mahrumdur. Burada Ruhul-Kudüs ‘ün feyzinden maksat bundan mahrum olanlar Bahai olmayanlardır yani Bizim karşımızda olanlar iki grupturlar. Ya Afrikalılar gibi hayvanlardır ki bunlar vahşi hayvanlar veya Fransızlar gibi hayvanlardır fakat bunlar yetiştirilmiş hayvanlardır. Aynen yetiştirilmiş köpek gibi. Eğer bir köpek yetiştirilmiş ise bu kültürlü sayılır ama yetiştirememişse vahşidir. Fakat her iki halde de köpek köpektir ve insanlar eğer Bahai değilseler aynen köpek gibi hayvan sayılmış olurlar. Bu tenakuz ve zıtlık içeren sözü nasıl karşılamalıyız? Bu sözü nasıl cevaplayabilirsiniz? Ben, sizden Fransa Bahai Milli Mahfilinin üyesi olarak bunu bekliyorum.